Bugünlerde, sendikalar, hükumetle ücret pazarlığı yapıyorlar. Başarılı sonuç almalarını dilerim. Bu olay, bana, ilk emeklilik aylığımı aldığım günü anımsattı. Sizinle paylaşıyorum:
O günün benim için değişik bir anlamı vardı. Dolabımda sakladığım eski deri ceketimi giymiş ve ona uyumlu kasketimi itina ile başına yerleştirmiştim. Eşim İnci neye hazırlandığımı merak etmiş;
-Gene fotoğrafını mı çektireceksin? - diyerek tutmayan bir tahmin yapmıştı!
Bu sabah, iş hayatından ayrıldıktan sonra ilk emekli aylığımı almaya hazırlanıyordum. Sosyal Sigortalar Kurumu emeklisi olarak aylığımı Halk Bankasının Üsküdar şubesinden alacaktım. Sabahın saat
10.00 u olmasına rağmen, bankanın önünde, çoğunluğu yaşlı kadın ve erkeklerden oluşan kuyruğa ben de katılmış sıramı beklemeye başlamıştım. Nedense aklıma, kuyrukta kalp krizi geçirerek hayata veda eden emekliler geliyordu! Sanırım iki saat sonra kendimi bankonun önünde bulmuş, bu defa genç bir kıza verdiğim belgelerin inceleme sonuçlarını beklemeye başlamıştım.
Arka sıralarda oturan iki bayan bankacının onayı da alındıktan sonra paramı vezneden alabilmem için parmağıma bir numara yapıştırılmıştı.
Bunları yaşarken, kendi kendime: -Her ay bu sıkıntıya girmeye değer mi?- diye düşünüyor, içimden bir ses: -Emekli aylığın senin hak ettiğin helâl paradır, onu muhakkak almalısın!- diyordu. Ben bunları düşünürken arkamda bekleyenlerin homurdandıklarını fark etmiş ve bankodaki kıza şu soruyu sorma cesareti göstermiştim; -Kızım! Ben ayaklarımdan rahatsızım! Aylığımı almaya her ay gelemezsem hakkım yanar mı? Örneğin üç ayda bir gelsem olur mu? - Bankacı kız, büyük bir ciddiyetle gözlerini dikmiş ve bana şu gerçeği anımsatmıştı; Amca! Eğer aldığın parayla idare edebilirsen, istersen altı ayda bir gel hakkın yanmaz, merak etme!
*
Ben, emekli aylığımı, artık her ay banka kartımla almaya devam ediyorum.
CanKıraç .
*